Doğaya karşı değil, doğayla birlikte.

Yaklaşık iki yıl kadar önce, deneyim ve cesaret adına yeterince demlenmiş olmalıyız ki; uzun zaman önce ara verdiğimiz "ne yapabiliriz?" sorusunu, bir kez daha yüksek sesle dile getirdik. Her ne kadar birbirimizin üzerine attığımız tahrip gücü yüksek ilk soru cümlemiz olmasa da, bu kez teoride uzlaşmayı başarmıştık. Yine de pratikten doğan makul bilinmezlikler, keyfimizin bir nebze kaçmasına sebebiyet veriyordu. Heyecanlıydık, deneyimsizdik ve oldukça idealisttik. Başarmak istediğimiz bir iş ve başarırken yerle bir etmek istediğimiz kapitalist düzene ait algılar vardı. Ticarileşmiş her terimden, kâr için söylenen tüm yalanlardan ve tüketim toplumunun ölçüsüz alışkanlıklarından bıkmış usanmıştık. Çatışıp tartıştıkça; fikirlerimizi olgunlaştırmaya, imkansız sandığımız sorunların üstesinden bir bir gelmeye başladık. İnandığımız şey; seri üretime dönüşmüş her işin kâr kaygısıyla bir gün mutlaka kalite kaybına uğrayacağı ve yine seri üretimin doğasından ötürü doğaya, doğrudan ya da dolaylı olarak zarar vereceğiydi. Temeline bu inançla attığımız Huluppu'nun logosunu tasarlarken de; müşterilerimize güven ve kalite imajı yaratmasından çok, onun sahip olduğumuz değerleri bize her an hatırlatacak bir simge olmasını hedefledik.

Bizim için kusursuz ve yalın bir simge olan ağaç; doğaya karşı değil, doğa ile birlikte üretmenin mümkün olduğunu anımsatırken; yine kendi doğası gereği, kolektif bir yapıyı temsil eden yegane sembol oldu. Amacımıza uygun; bir çok küçük üreticinin emeğini aynı ürün üzerinde ortaklaştırma fikrimizi de fazlasıyla temsil etti. Bu ağacın gövdesinden uzanan dalları, ailemizdeki birey sayısını temsil edecek şekilde üç'e böldük ve her dal'ın içerisinde kendimizden sembolik bir parça olarak, isimlerimizin baş harfini gizledik. Logomuzun en alttaki ana dalları kurucuları olan bizi temsil ederken, ana dallardan filizlenen dal ise; ailemize katılan yeni bireyi, oğlumuzu sembolize etti. Huluppu ağacını değerleriyle birlikte bizden miras alacak bu genç dalın, göğe doğru uzanacak uzun soluklu yolculuğunda, bizden sonra bile temsil ettiği her değeri kaybetmeden büyüyeceğine inancımız tamdır. Yaratmak için yok etmenin çıkmazı bizi ölesiye rahatsız ettiği için; ürünlerimizi budama yöntemi ile elde ettiğimiz ağaçlarımızdan yaparken; üretimin her aşamasında kullandığımız ham maddeleri, kendimiz gibi küçük üreticiler ve girişimlerden temin ettik. Sahip olduğumuz değerler gereği; hiç bir hayvanın ürünlerimizdeki kalite algısı için zarar görmesine izin vermedik. Sanatla uğraşmanın bir gereği olarak; hiç kimsenin emek, fikir, tasarım haklarını ihlal etmedik. Son kulanıcıya olan saygımızdan, kendi tasarımlarımızı dahi kopyalayıp çoğaltmadan, sahibine özel, tekil bırakmayı tercih ettik. Günümüzde oluşan "pahalı paket = kalite" algısını yıkmak adına oldukça basit, plastik içermeyen doğal ambalajlar seçtik. Ambalaj konusunda hala doğayla tam anlamıyla uyumlu çalışamıyor olsakta üzerinde yoğun şekilde düşündüğümüzü, doğayı ve sizi ortaklaştırabileceğimiz bir çözümü zaman içerisinde hayata geçireceğimizi bilmenizi isteriz. Sizlerle iletişime geçtiğimiz hesaplarımız üzerinden yalnızca satış odaklı bir politika izlemedik. Kimi zaman kendi mütevazi yaşantımızdan ilham verebilecek anlar, kimi zaman yaşamınıza dokunacağına inandığımız belgesel yapımlar sunduk. Aramızda yarattığımız bu organik ve güçlü bağı; hızlıca binlere ulaşıp, çok kâr etme amacına tercih ettik. Bizim gibi düşünenlerle endişelerimizi, umutlarımızı paylaşmanın; bizim gibi düşünmeyenlerle ise birlikte bilinçlenmenin ve öğrenmenin çok daha önemli olduğuna inandık. Hiç bir beklenti içine girmeden ve kapitalist rekabet anlayışını tümden reddederek, gelenekselleştirdiğimiz bir kolektif paylaşım köşesi oluşturduk. Büyük emeklerle muazzam işler yapan ve algoritmaların dünyasında görülmeye ihtiyacı olan sanatçıları, gücümüz yettiğince tanımaya ve sizlere tanıtmaya çalıştık. Sahte ve sistematik indirimler ile sizi tüketime teşvik etmek yerine; indirimlerimizi parasıyla her şeyi satın alabileceğine inanan insanlara nezaketi öğretmek adına, "merhaba?" "nasılsın?" indirimleri adıyla sembolik ve süresiz hale getirdik. Öyle ki bu eylemimiz uluslararası alanda küçük işletmecilere yayılarak dalga dalga çoğaldı ve başarıya ulaştırdı.

Kazancımızı orman yangınları ve eğitime destek olmak amacıyla gücümüz ölçüsünde paylaştık, bizden yalnızca bir ürün almakla kalmadınız aynı zamanda ülkemizin ağaçlandırılmasına ve çocuklarımızın eğitimine direk yada dolaylı olarak katkı sağladınız. Ürettiğimiz her bir ürün ile duygusal bağ kurduk ve her birini şekillendirirken bize fısıldadıklarını dikkate aldık. Fotoğraflarından, hikayelerine kadar, hem bizim hem de sahibi için vazgeçilmesi zor, uzun yıllar yolculuklarına devam edecek ürünler tasarladık. Tıpkı dün olduğu gibi bugün ve yarın da; doğadan ihtiyacımız olan kadarını alıp, ihtiyacı olanı ise misliyle geri vereceğimiz yolculuğumuzda, bizim gibi düşünen insanlar kazanmanın gerçek kâr olduğu bilinciyle, yolumuza devam edeceğimize söz veriyoruz.